Cinsel saldırı muayenelerinde ısırık izleri, morluklar ve emme ekimozları tespit edilmesi gereken önemli deliller olarak karşımıza çıkmaktadır. Lezyonlar cinsel saldırı sonrası en sık vajinal bölgelerde görülse de genital olmayan organlarda da ortaya çıkabilir. Cinsel saldırı şüphesi durumunda, cinsel organ dışı yaralanmaların doğru şekilde tanımlanması ve yorumlanması vaka açısından kritik öneme sahip olabilir ve mağdurun hikayesini destekleyecek önemli kanıtlar sağlayabilir. Cinsel saldırı mağdurlarından bazılarının herhangi bir travmatik lezyona sahip olamayabileceği veya hafif yaralanmalara maruz kalabilecekleri bilinmektedir. Küçük lezyonlar bile duruma göre oldukça önemli olabilir ve belgelenmesi gerekir. Bazı yaralanmalar mağduru fiziksel olarak etkisiz hale getirmeyi amaçlasa da ısırık izleri veya emme ekimozu gibi yaralanmalar cinsel amaçlı olabilmektedir. Nadir de olsa sado-mazoşist bir ritüelin parçası olarak da ortaya çıkabilir.
Cinsel saldırılarda ısırık izleri ve emme ekimozu erkeklerde ağırlıklı olarak kollarda, kadınlarda ise erkeklere oranla daha ağırlıklı olarak göğüs bölgesinde görülmektedir. Ancak bunların yanında vücudun çeşitli yerlerinde ekimoz, hematom, kontüzyon gibi lezyonlara rastlanabilmektedir. Genital bölge dışı yaralanmaların detaylı olarak değerlendirilmesi ve kişinin vereceği anemnez dikkate alınarak doğru şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar fiziksel yaralanma açısından kişiye yüksek derecede zarar vermese de oluşan lezyonların kişinin beyanları ile uyumu adli sürece önemli ölçüde katkı sağlayabilir. Isırma ve emme/emme sonrası oluşan lezyonlar en sık göğüslerde ve meme uçlarında görülse de boyun, omuzlar, uyluklar, karın, pubis ve hatta vulvada da görülebilmektedir.
Literatürde bu lezyonlara “aşk öpücüğü” adı verilmektedir. Bu lezyonlar hem cinsel saldırılarda hem de yoğun cinsel ilişkide gelişebilmektedir. Mağdurun anamnezinde ısırık ve/veya emme yer alıyorsa ya da muayene sırasında ısırık veya emme ile uyumlu görünen bir lezyon tespit edilirse, mağdurdan örnek alınarak failin DNA’sının incelenmesi davanın çözülmesi açısından kritik olabilir. Bu gibi durumlarda ortam ışığı ve geç uygulamalarda lezyonların hala iyileşmekte olması nedeniyle ısırma ve emme/emme yaralanmalarının değerlendirilmesinde çıplak göz yetersiz kalabilmekte ve tam olarak tespit edilememektedir. Bu gibi durumlarda değerlendirme yaparken çıplak göz ve ortam ışığı yerine çoklu yansımalarda ışık sağlayan SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin kullanılması, derinin altındaki dermis tabakasına kadar (büyük oranda gözlenen) görüntüleme yapabildiğinden lezyonların saptanmasında kritik öneme sahiptir. Yara tespiti ve mağdurun üzerindeki failin vücut sıvılarının tespit edilmesi için SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme sistemlerinin kullanılması kritik öneme sahiptir. SAFE (Cinsel Saldırı Adli İnceleme) Görüntüleme Sistemleri ile yapılan muayene sonrasında çıplak gözle görülemeyen vücut sıvılarının tespit edilmesi, kaydedilmesi ve ardından failin DNA’sının araştırılması için numune alınması birçok durumda büyük önem taşımaktadır.
Şekil 1: SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin D1 filtresi altında görüntülenmiş, boynun sol üst tarafında parlama veren ısırık izleri ve emme ekimozu
Şekil 2: SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin D2 filtresi altında yakalanan çenenin sol tarafındaki ısırık izleri
Şekil 3: SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin yeşil ışık filtresi altında tespit edilmiş, boynun sağ üst tarafındaki emme ekimozu
Şekil 4: SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin beyaz polarize ışığı altında görüntülenen, boynun sağ tarafındaki emme ekimozu
Şekil 5: SAFE (Cinsel Saldırı Adli Muayene) Görüntüleme Sistemlerinin beyaz ışığı altında görüntülenen, boynun sağ tarafındaki emme ekimozu ve sıyrıklar