Eser incelemelerinde UV ışığının kullanımı
Forenscope olarak multispektral görüntüleme teknolojilerimiz adli bilimlerdeki uygulamalarının yanı sıra sanat eserlerinin analizlerinde oldukça etkin bir role sahiptir. Eser incelemelerinde yapılan ilk tanılar görsel analizlerle başlar. Görsel analizler, eserlerin önce görünür ışıkta çıplak göz veya büyüteç ile incelenmesiyle, ardından da çeşitli dalga boylarındaki ışıklarla fotoğraflanmasıyla başlar. Farklı dalga boyları, sanat eserlerini incelerken birçok değişik konuda fikir sahibi olunmasını sağlar. Forenscope Mobile Multispectral Forensic Tablet, IR-UV-VIS olmak üzere farklı dalga boylarında birçok farklı filtre ile analiz yapabilmeniz için oldukça pratik ve kompakt çözümler sunar.
Şekil 1: IR/UV/VIS – Forenscope Mobile Multispectral Forensic Tablet Kamerasının spektral aralığı
UV fotoğrafçılığı, eser analizlerinde hızlı bir şekilde hasarsız tespit yapabilmeyi sağlaması ve diğer analiz yöntemlerine kıyasla daha ekonomik olması açısından müzeler, müzayede evleri ve galeriler tarafından tercih edilen bir görsel analiz yöntemidir. UV ışık, boya üstü rötuşların veya önceki restorasyonların boyutlarının tespit edilebilmesinde oldukça etken rol oynamakta, ayrıca pigment tanımlanmasında -başka analiz yöntemleriyle desteklenerek- kalitatif bilgi edinmek için kullanılmaktadır.
Prensip olarak, esere yansıtılan UV ışık, yüzeyde görünür bir flüoresans oluşturmaktadır ve bu oluşan flüoresans birçok etkene göre farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılıklar gönderilen ışığın dalga boyuna, dalga aralığına, kullanılan malzemenin içeriğine, pigmentlerin, verniklerin, boyaların, bağlayıcının cinsine, materyalin birbiriyle ilişkisine ve tarihine bağlıdır. Eser analizlerinde UV ışığının en çok kullanıldığı yapıt türü olan tablolardaki flüoresan eksikliği, genellikle rötuşlanmış veya yeni boyanmış alanları göstermektedir; ancak bazı pigmentler, organik bağlayıcılar ve flüoresan madde içeren boyalar farklı ışınımlar yayabilmektedir. Modern vernikler genellikle açık mavi ışıma yaparken, daha eski reçineler yaşa bağlı olarak yoğun yeşil bir ışıma gösterir; bu da eser üzerine yapılan müdahaleler hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar.
UV ışık, tablo, duvar resimleri, el yazmaları ve mermer heykel gibi sanatsal veya arkeolojik eserlerin yanı sıra, antika değeri taşıyan tekstil, fotoğraf, mobilya, porselen, seramik, cam, kağıt, deri, fil dişi, değerli taşlar veya inci takılar gibi çeşitli malzemeler üzerinde de kullanılmaktadır. Yapılan restorasyonlar, eklemeler veya sahtecilikler, sonradan kullanılan yapıştırıcı, kağıt, boya, vernik ve/veya diğer malzemelerin oluşturduğu farklı ışıma/yansımalarla tespit edilebilmektedir. Resim üzerine son yüzyıl içerisinde yapılan rötuşlar, siyah lekelenmeler veya mor bulanıklıklar olarak görülebilir ya da eski bir resim üzerine sürülen modern bir vernik normalden farklı, daha parlak bir ışıma yapabilir. Eskiden işlenen bir mermer veya fildişi obje UV ışığına maruz bırakıldığında donuk beyaz bir flüoresans oluştururken, yeni kesilmiş/işlenmiş materyaller parlak mor flüoresans oluşturur; bu da farklılıkların rahatça ayırt edilebilmesini sağlar. Aynı şekilde, koleksiyon değeri olan orijinal dergiler ve kartpostalların yeni baskılar ve taklitler arasındaki ayrım da UV görüntüleme sayesinde kolayca yapılabilir.
UV fotoğrafçılığı, sonradan yapılan eklemelerin tespiti dışında, boyanın kesitine bakıldığında farklı katmanların ayrımının yapılabilmesi, verniksiz/reçinesiz yüzeylerde pigment tanımlaması, kağıtlardaki küflenme sonucu oluşan sararmanın görüntülenmesi, fotoğraflarda kirlenme sonucu olan gümüşlenmenin görüntülenmesi gibi çeşitli uygulamalarda da kullanılmaktadır.
Aşağıda, Forenscope Mobile Multispectral Forensic Tablet ile UV 1 ışığı ve UV/VIS filtre kullanılarak çekilmiş, biri yağlıboya (Şek. 2) diğeri suluboya (Şekil 4) ile 21. yüzyılda icra edilmiş iki tablonun fotoğrafları görülebilir.
Şekil 2: Yağlıboya manzara resmi (a) Beyaz ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen fotoğraf. (b) UV 1 ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen fotoğraf.
Yağlıboya manzara resmi (Şekil 2) UV ışığa maruz bırakıldığında yağlı boyalar herhangi belirgin bir parlama yapmamıştır. Ancak, resmin üzerinde birkaç noktada resmin genelinden farklı bir flüoresans tespit edilmiştir. Beyaz ışıkla çekilen fotoğrafta, bu parlak noktalara yakınlaştırıldığında parlamaların fırça darbesi sonucunda oluşmadığı ve dolayısıyla herhangi bir boyaya ait olmadığı görülebilmektedir. Yakın planda, görünür ışıkla çekilen fotoğraf ile UV ışıkla çekilen fotoğraf kıyaslama yapıldığında parlama yapan noktaların resmin üzerine sonradan dökülen bir sıvıya ve tuvaldeki hasarlara ait olduğu anlaşılmaktadır (Şekil 3). Bu durum, ileride tablo üzerinde herhangi bir restorasyon çalışması yapılması gerektiğinde, detaylı bir şekilde temizlenmesi veya onarılması gereken noktaların hangi bölgeler olduğuna dair uzmanlara fikir vermektedir. Ayrıca gökyüzünde kullanılan beyaz boyanın farklı tonlardaki boyalardan oluştuğu anlaşılmakta ve gökyüzündeki beyaz boyanın evlerde kullanılan beyaz boyadan da ayrı bir tonda olduğu gözlemlenebilmektedir.
Şekil 3: Yağlıboya manzara resmi makro çekim
(Üst satır) Beyaz ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen yakın plan fotoğraflar.
(Alt satır) UV 1 ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen yakın plan fotoğraflar.
Suluboya resmin (Şek. 4) UV ve VIS ışıkla çekilen fotoğrafları karşılaştırıldığında beklenmedik sonuçlar ortaya çıkmış ve krem tonu ile boyanan bölgeler resmin geneline kıyasla oldukça farklı bir ışıma yapmıştır. Çıplak gözle bakıldığında tablodaki diğer pastel tonlardan aslında çok da farklı gözükmeyen bu renk, UV ışığına maruz kaldığında oldukça belirgin beyaz bir flüoresans yaymıştır. Genelde bu gibi yoğun mavi beyazımsı bir flüoresans, UV ışığın eski malzemelere veya organik bağlayıcılara (yumurta, keten tohumu vb.) yansıtıldığında oluşurken, bu örnekte görülen yoğun ışıma güncel tarihli ve suluboya ile yapılan bu resimde oluşmuştur. Bu durum, ışıma yapan bölgede kullanılan suluboyanın içeriğini veya bu boyanın suluboya dışında başka bir materyal olup olmadığını sorgulamayı sağlar. Böylelikle, UV fotoğrafçılığı, detaylı bir şekilde inceleme yapılması gereken bölgelere ve konulara, ve de hangi analiz yöntemleriyle ilerlenmesi gerektiği hususlarına da açıklık getirir.
Şekil 4: Suluboya natürmort (a) Beyaz ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen fotoğraf. (b) UV 1 ışık altında UV/VIS filtre ve Full Spectrum filtre ile çekilen fotoğraf.
Şekil 5: Forenscope Mobile Multispectral Forensic Tablet
Forenscope Mobile Multispectral Forensic Tablet (Şek. 5), UV dalga boylarının yanı sıra Kızılötesi ve görünür ışık dalga boylarında da filtreleme ve görüntüleme yapabilmek için gerekli olan birçok ekipmanı tek bünyede barındırması ve toplamda 1.14 kg’lık hafif yapısı sayesinde yerinde incelenmesi gereken eserlerde kolaylıkla çekim yapabilmeyi sağlar. Forenscope teknolojileri, kullanıcı dostu arayüzü ve kompakt donanımı ile arazi, müze, müzayede evi ve restorasyon laboratuvarlarında eserlerin orijinallik tespitinde, yaşlanma etkilerini gözlemlenmesinde ve hasar saptamalarında rahat bir kullanım sunmaktadır.